BİRLEŞİK METAL-İŞ SENDİKASI GAZETESİ      Sayı 132 (Aralık 1999)

DEPREM BÖLGESİNDE

ÇOCUKLAR VE EBEVEYNLER

 

Çocuklar da yetişkinler gibi travma ile karşılaştıklarında (deprem, sel, trafik kazası, göç vb.) yeni ve bilinmedik durumla baş etmeye çalışırlar.

Çocuklar depremden korkabildikleri gibi, bu olayın yaşamlarında yol açtığı belirsizlikten ve sorunlardan da korkabilirler.

Yetişkinlerin yaşadığı panik, korku, sıkıntı çocuk kaç yaşında olursa olsun ona da bulaşır. Normal zamanlarda da anne-babanın endişesinin farkındadırlar. Ebeveynin verdiği tepkiler çocuğunda bu olaya nasıl bir anlam vereceğini ve bu olayla nasıl başa çıkabileceğini belirsiz izleyip tepkilerinizden ipuçları yakalamaya çalışırlar. Bu nedenle endişelerinizi çocuklarınızla paylaşmalı ve onlara bu zorluklarla baş edebileceğinizi söylemelisiniz.

Çocuğun depremden etkilenişi yaşına da bağlı olarak değişir. Okul çağına gelmemiş çocuklar, olanları anlamada ve yaşadıkları duyguları dile getirmede güçlük çekerler. Hissettiklerini anlatmaya dilleri yeterli olmaz. Altı yaşında bir çocuk korkusunu okula gitmeyerek tek başına bir iş yapmayarak, altını ıslatarak belli edebilir, ergenlik yaşındaki çocuk korkusunu açıkça göstermekten kaçınabilir, okul başarısı düşebilir, sık sık tartışmalara girebilir.

Çocuklarda şu tür belirtiler ortaya çıkabilir: Depremin tekrarlayacağından ya da hatırlatacak bazı işaretlerden aşırı korkma, ağlama, sinirlilik, saldırgan davranışlar, yaramazlık, kendisini işine verememe, evde ve okulda daha önce yapmadığı davranışları yapma, kavga etme, daha hareketli olma, yerinde duramama, depreme ilişkin korkular yaşama (sizden tamamen ayrılacağından korktuğu için yanınızda yatmak isteyebilir), kabus görme, yatak ıslatma, yalnız kalmaktan, yanındakilerden uzaklaşmaktan korkabilir, tuvalete yalnız gitmekten, gece tuvalete gitmekten, okula, kreşe gitmekten korkabilir, parmak emme, biberondan beslenmeyi isteme, sürekli kucakta tutulmayı isteme gibi bebeksi davranışlar gösterebilir. İçe kapanma, yaşanan olayları düşünüş suçluluk hissetme görülebilir.

Çocukların bazıları bu belirtilerin hiçbirini göstermeyebilir, sıkıntıları dıştan fark edilmeyebilir, gözlemlemek ve konuşmak gerekir. Bazı çocuklarda bu sıkıntılar haftalar ya da aylar sonra ortaya çıkabilir.

Yardım İçin Neler Yapılabilir ?

Çocukları bilgilendirmek gerekir, ona görevler vermek, biraradalık duygusunu hissettirmek gerekir. Ona yanlış bilgi vermeden, anlayacağı bir dille konuşmak, konuşurken onunla göz göze gelecek seviyede olmak ve sorularına doğru ve basit cevaplar verilmeli.

Yaşanılan ciddi durumu, olduğundan daha hafif bir şekilde aktarmak yerine, basit sözcüklerle doğruyu söyleyin.

Çocuklar anlamadıkları şeylerden korkarlar, başına gelen felaketi anlaması için yardımcı olunmalı. Çocuğa depremin bir doğa olayı olduğu ve ender zamanlarda ortaya çıktığı, başka felaketlerin de yaşanma riski olduğu uygun dille anlatılmalı. Çocuklar bu felaketin kendi yaptıkları herhangi bir kabahatle ilişkili olmadığını böyle bir olayda suçlu olmadıklarını ve felaketin bir ceza olmadığını anlamalıdır. Ona güven verilmeli ve yakın temas kurulmalı ve bu sık sık tekrarlanmalı. Kabuslar görüyorsa ona anlattırın ve bunun kötü bir rüya olduğunu, korkulacak bir şey olmadığını söyleyin. Kabusları azaltmak için gün içinde bedeni yoracak oyunlar oynaması sağlanabilir. Gündelik yaşantı alışkanlıklarını sürdürmek önemlidir. Yeni yaşantı koşullarını eskilerine benzetmeye çalışın. Kendi hislerinizi ve bunları kabul ettiğinizi belirten sözcükler kullanın.

Ona resim yaptırabilirsiniz, çocuklar renkleri ve boyaları bir şeyleri ifade etmek için kullanırlar. Duygularını bu şekilde ifade edebilir. Eğer ağlamak, kızmak, bağırmak istiyorsa bunları yapmasına izin verin. Ölen kişinin geri döneceği düşünülür. 6-7 yaşlarında ölüme karşı duygusal tepkiler başlar. Ölümün evrensel ve kaçınılmaz olduğu kavratılabilir. Ölümün nedenlerini 6-7 yaşlarındaki çocuk anlamaya başlar. 7-10 yaşlarında ölen kişinin artık geri dönmeyeceğini anlarlar. 10-12 yaşlarında ise ölüme felsefi olarak ilgi başlar (ölümden sonraki yaşamla ilgili olarak). Ölüm haberini çocuğa duygusal olarak en yakın olan kişi vermelidir. ...Çocuk kaç yaşında olursa olsun olsun, istiyorsa mezar ziyaretine götürülmelidir.

Sonuç olarak:

  • Gündelik yaşama en kısa zamanda geçilmeli,

  • Planlara tüm ailenin katılması sağlanmalı,

  • Kendi duygularımızı çocuklarımızla paylaşmalı,

  • Çocuklara bağırıp, çağırmaktan ve dayaktan kaçınılmalı,

  • Eğer çocukların başka yere gönderilmesi gerekiyorsa bunu onlara mutlaka açıklamalı ve iletişim devam ettirilmeli.

  • Sorunların üstesinden gelinemiyorsa yardım istemekten kaçınılmamalı.

Pisikolog Behice BURAN