1998 sonbaharında on binlerce metal
işçisi adeta hep birlikte SENDİKAL DEMOKRASİYİ tartışmak istediler. Bir tohumun
başağa, goncanın yaprağa inadına dönüşmesi kadar on yıllardır saklı tutulan,
yüreğe gömülen öfke patlamıştı ‘98 sonbaharında...
Hareketi bir çok açıdan değerlendirenler ısrarla bir boyutunu görmek istemediler. Bu
da; AYAĞA KALKAN ONBİNLERİN UĞRUNA HER ŞEYİ GÖZE ALABİLECEK KADAR ONURLU İNSANLAR
OLDUKLARI İDİ.
Bölgelerde idik, birlikte...
ASİLÇELİK ÜZERİNE
KURULAN SENARYOLAR...
Özel kesimin karlılıkta tutamadığı 1000’e yakın
emekçinin işyeri kara geçtiğinde, üzerinde hesaplar da başladı. Asil çelik
satılmalıdır görüşüne karşı tüm emektarları güç birliği yapmakta gecikmedi.
Köylerde, ilçelerde ve mücadelenin gerektirdiği alanlarda olmaya devam ettik.
BİZİM
İŞYERLERİMİZ
Örgütü ihmal etmek söz konusu değil. Daha çok üyeye
ulaşmak, üyelerimizi iş ortamında görmek, dertlerini ve ortak değerlerimizi
paylaşmak işimizin en anlamlı yanı...
Ne fıkralar anlattılar çay molalarında üyelerimiz. Ne hatıralar... Ne gün yüzü
görmemiş yorumlar ve değerlendirmeler...
Çok yoğun tartıştık yeni üretim ve yönetim tekniklerinin uygulama boyutunu.
Ve elbette daha ileri toplu iş sözleşmelerinin yol ve yöntemlerinin.
İŞÇİNİN BULUNDUĞU
HER MEKAN EĞİTİM ALANIMIZDIR
Gün oldu, Nazilli’de bir kahvehane, gün oldu
Orhangazi’nin bir köyü, gün oldu işyerinin çay veya yemek salonu bizim eğitim
alanımız oldu.
Bazen işyeri eğitim salonu, bazen sendikamız eğitim salonu...
Hele “sizi bir daha göremem
” endişesi ile saniyelere sığdırılan görüşler
ve selamlar. Hepsi yerlerine ulaştırıldı.
ÜYELER HIZLA
GENÇLEŞİYOR
1-2 yılda değişenin sadece teknoloji olmadığı
üyelerin de büyük ölçüde gençleştiği, eğitim düzeylerinin hızla yükseldiği
elbette gençliğe özgü hizmet beklentilerinin de arttığı bir gerçek.
Hızla “ GENÇ İŞÇİLER EĞİTİM
PROGRAMI” hazırlandı ve yılın “genç mevsimi” ilkbaharda hayata geçirildi.
200’e yakın üyemiz günün geç saatlerine kadar işçi sınıfımızın bugünü ve
yarınını tartıştılar. Kimi zaman bir mühendis titizliği, kimi zaman doktor edası
ile fakat gerçek “işçi yüreği ile”... |
|
Gördük ki, değişen sadece teknoloji, ürün,
yönetme biçimleri veya rekabetin şiddeti değil; aynı zamanda daha çok düşünen,
daha çok sorgulayan ve çözümler üretme gayreti içinde olan, “doğruya doğru fakat
eğriye de eğri” demekten çekinmeyen özgüveni yükselen bir kuşak ile sürecek bu
mücadele...
Değişmeyen ise, gençlerimizin sendikalarını daha çok
sevmeleri ve ağabeylerinden aldıkları “iş-onur ve mücadele” bayrağını daha,
daha yukarıya taşıma gayreti ve kararlılığı idi..
21.YÜZYILA
GİRERKEN ULUSLARARASI DENEY ALIŞVERİŞİ KAÇINILMAZDIR.
|
99’da da karşılıklı eğitim çalışması
programlanan kardeş sendika Belçika CCMB idi. İşçi sağlığı ve iş güvenliği
konularında 3 günlük eğitim çalışmasına katılan kardeş sendika uzmanı Johan
üyelerimizin gösterdikleri sıcak yaklaşımlar karşısında kısa sürede adeta
“bizden biri” oluvermişti. İşçi sağlığı -iş güvenliği eğitimi yılın en
verimli çalışmalarından biri olarak yer alırken, 3 gün boyunca Johan sözlerinin
çevirmenliğini yapan uzmanımız Gaye Yılmaz’ın performansı da takdire değerdi.
|
TEMSİLCİLİK
SEÇİMLERİ: ÖRGÜT İÇİ DEMOKRASİ ÜYELERİN ELLERİNDE...
1999 başlarında sendika içi demokrasinin temel
kurumlarından olan “temsilcilik seçimleri” gerek gönüllülük temelinde görev
üstlenme anlayışı, gerekse katılım boyutu ile örnek gösterilebilir bir aşamaya
geldi. Temsilcilik kurumunda çok sayıda değişiklik meydana geldi.
Mayıs 99’da yeni temsilcilerimizin temel eğitim
programı 3 günlük olarak uygulandı. 70’i aşkın yeni temsilcimiz eğitim
çalışmalarına katıldılar. Hepsi tüm üyelerimiz için yararlı fikirleri ve
projeleri olan arkadaşlarımız olduğunu gördük.
BİLGİ ÇAĞINDA
EĞİTİMİN, ÖĞRENMENİN SONU YOKTUR...
Düzenli eğitim çalışmalarının 7 günlük
yetiştirme programı ile devam etmesi geleneğimiz sürdü. Ancak bir yenilikle birlikte.
Bu kez 56 üyemizin yanı sıra KKTC’den Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası
Yönetim kurulu üyesi 5 arkadaşımız da konuğumuz oldular.
Emekçiler için mücadele edilmesi
gereken konuların hemen hemen aynı olduğunu bir kez daha birlikte tespit
ettik.Sermayenin uluslar üstü Anayasasına ulaşmak çabası olan MAI herkesin kanını
dondurdu. Dünya ekmeğinin daha da adaletsiz paylaşım isteklerine karşı emeğin
duruşu ve yapılması gerekenler tahminlerin ötesinde uzun tartışmaları gerektirdi. |
|
Üyelerimizin “ meğer ne çok
öğrenilmesi gereken konular varmış” tespiti ise, eğitimcileri mutlu kılan bir
tespit idi.
Evet, her şey hızla değişirken bilgilerimizin de
hızla eskidiği ve sık sık yenilenmesi gerektiği tespiti eğitimin verdiği olumlu
katkılardan biri oldu.
Kıbrıs’lı ve Türk emekçilerin kaynaşması da
emeğin uluslararası güçbirliği ve dayanışmasının gereği de 7 günlük
eğitimlerin verdiği kesin derslerden biri oldu. Bu dayanışma ve dostluğun Gönen’de
kulaklarımızdan silinmeyecek seslerinden biri “ İbraaam nerdesin ?
” *
sesi değil mi ?
* Seslenen Kıbrıs’lı Ayhan, aranan Gebze’li
İbrahim. Asthom’lu
EĞİTİMLERİN
YÜKLEDİĞİ GÖREV VE SORUMLULUKLAR
1999 yılı 3 ve 7 günlük eğitimlerine 250’yi aşkın
üye ve temsilcimiz katıldı.
Eğitim, örgütün ortak birikimi, ortak kültürü ve
ortak emeği ise, bunun getirdiği sorumluluklar da yüksek olmalıdır. Tüm üyelerimiz
adına eğitime katılma fırsatı bulabilen ve esasen “şanslı” sayılan
üyelerimizden beklenen kimi davranış ve etkinlikler şöyle sıralanabilir.
- Alınan bilgilerin daha da geliştirilmesi için
kendilerine günde yarım saat de olsa okuma zamanı yaratmak.
- Alınan bilgilerin unutulmaması için üyelerimizle
birlikte bulunabildikleri sürelerde güncel konularda tartışmalar yürütmek, medyanın
bize verdiği bakış açısı ile yetinmeyerek işçi hak ve çıkarları yönünden yeni
açılımlar üretmek.
- Davranış, konuşma ve düşünme biçimini “işçi
sınıfı” bakış açısı üzerine bina etmek.
- Sendikal etkinliklerin tümüne katılmaya çalışmak.
Toplantılara önceden hazırlanmak koşulu ile katkı vermek ve uygulama boyutunda da
aktif olmak.
- Sendikamız işçi çalışma komisyonlarında
gönüllülük temelinde yer almak ve hem örgütün hem de kendimizin bilgi
donanımımızı yükseltmek.
- Bilinmeyen bir hususta yanlış bilgi vermek yerine,
araştırmaktan çekinmemek.
- Işyerinde, sendikada ve ülkede yapıcı ve olumlu tutum
içinde olmak, demokrasiden, insan haklarından ve hukukun üstünlüğünde yana olmak.
- Edirne’den, Kars’a ve dünyanın tüm ülkelerinde
emeğe yönelik her türlü saldırının karşısında emekçilerle dayanışma içinde
olmak yolunda yüksek bir duyarlılık içinde bulunmak.
- Sendikanın verebileceği her türlü görev ve
sorumlulukta tam bir disiplin içinde, görevin en iyi biçimde hayata geçirilmesi
hususunda samimi çaba harcamak.
- Yaşamın her alanından bencilliğin “BEN”ini silerek,
yerine sendikanın, sınıfın, toplumsal geleneklerimizin “BİZ”ini yerleştirmek.
Görülecektir ki, önce tek tek bireylere, sonra bir
bütün olarak kurumlara GÜVEN yeniden inşa edilecek ve bu emeğin mücadele gücünü
inanılmaz boyutlara taşıyacaktır.
Sendikamız eğitim faaliyetleri, bir yandan geleceği
kavramaya yönelik yoğun bir çaba içinde iken, bir yandan da uygulamalarının
sonuçlarını gözlemleyerek, gerekli dersleri çıkartarak örgüte ve sınıfa daha
çok yararlı olması perspektifi içinde üyeleri birlikte daha umutlu yarınlara ulaşma
gayretini kesintisiz ve kararlı bir biçimde yürütecektir.