29 Haziran 1999 tarihinde İstanbul'da toplanan Birleşik Metal
İşçileri Sendikası Başkanlar Kurulu, ülke ve çalışma hayatı ile ilgili
sorunları görüşerek aşağıdaki bildiriyi açıkladı.
"YAŞAMA HAKKI
"mızı sürdürmek adına,
tepkimizi çeşitli biçimlerde ortaya koymaktan çekinmeyeceğiz!
Ülkemiz ekonomik ve siyasal krizi giderek derinleşiyor.
Siyasi iktidarların yönetme becerilerinden yoksun
yaklaşımları nedeniyle yaratılan sorunların faturaları bir kez daha emekçilere
yüklenmek isteniyor.
Görülüyor ki, yine emekçilerden ALMAYA, sermaye kesimlerine
VERMEYE yönelik bir ekonomi-politik tutum daha da yükseltilmek isteniyor. Ne yazık ki
siyasal iktidar, son günlerde toplumu etkisi altına alan sosyal, siyasal ve hukuksal
gelişmeleri, emekçilerin haklarının geriletilmesine tahvil etmek istiyor.
Bu süreci ve siyasi iktidarın adil olmayan tutumunu tedirgin
edici bulduğumuzdan aşağıdaki yrıları yapmayı demokratik bir sivil toplum örgütü
olmanın gereği sayıyoruz.
1- Sosyal güvenlik sisteminin sorunları sadece emeklilik
yaşının yükseltilmesi ile çözümlenemez. Ülkemiz emekçilerinin hiçbir koşulda
razı olmayacağı IMF dayatması mezarda emeklilik formüllerinden vazgeçilerek,
Türkiye gerçeğine uygun bir yeniden yapılanma için demokratik esaslar temelinde
çözümler bulunması zorunludur.
Sosyal devlet işlevlerinin ortadan kaldırılmasını, sosyal
güvenliğin içeriğinin boşaltılmasını ve kurumlarının karşılıksız para
toplama işlevine çekilmesine emekçiler asla kabul etmeyecektir.
2- Sosyal güvenlik reformu, İşsizlik Sigortası ve İş
Güvencesi Yasalarından bağımsız ele alınamaz.
3- Sosyal güvenlik reformu, prim kaçaklarının önlenmesi,
caydırıcı önlemler alınması ve yaklaşık 5 milyon kayıt dışı çalışan kayda
alınmadan çözüme kavuşturulamaz.
4- Tüm özelleştirme uygulamalarından olduğu gibi şimdi de,
sosyal güvenlik alanında önce kurumu hizmet üretemeyecek hale getirmek ve sonra da
özelleştirmek yönteminden artık vazgeçilerek insan yaşamı üzerinde spekülasyona
son verilmelidir.
5- SSK özerkleştirilerek sahiplerinin ellerine teslim
edilmelidir. Tümüyle popülist yaklaşımlarla SSK alacaklarının tahsiline ilişkin
prim aflarına mutlak surette son verilerek SSK alacaklarının tahsili sağlanmalıdır.
6- Siyasi İktidar emekçileri istismar eden tutumunu memur
maaş zamlarında da göstermektedir. İşveren olarak Devlet ile çalışanlarının
arasındaki temel ayrılığın maaş oranlarından öte, maaş zamlarına esas teşkil
eden DİE-TÜFE'dir. Çünkü DİE kalıpları ile emekçinin temel gereksinimlerini ifade
eden tüketim kalıplar uyumlu bulunmamaktadır. Görevi çalışanlar enflasyon endeksi
oluşturmak olan ve DİE, Konfederasyonlar ve sağlık kuruluşları temsilcilerinden
oluşan yeni bir özerk kurumun oluşturulması ihtiyacı kaçınılmaz olmuştur.
7- Yapılan açıklamalarda uluslararası tekellerin bir
dayatması olan MAI ve Uluslararası Tahkimin kabul edilmesinin "zorunlu, gerekli ve
kaçınılmaz" bulan siyasi iktidar yetkililerine en çarpıcı yanıt, Yeni dünya
düzeninin ve serbest piyasa ekonomisinin dünya sözcüsü ABD'nin demir çelik için
koyduğu KOTA uygulaması ile verilmiştir. ABD'nin ve IMF'nin gerçek yüzünü gösteren
bu uygulamalar ışığında MAİ ve uluslararası tahkim kurumlarına ilişkin süregelen
ulusal onurumuzu zedeleyici tutumun gözden geçirmesi ve ulusal çıkarlarımızı başa
alan bir tutum takınılması kaçınılmaz olmuştur. Sermayenin evrensel planda yasal
diktatörlüğüne yol açacak uluslararası tahkim ve MAİ'yi şirin gösterme
çabalarına son verilmelidir.
8- Özelleştirme uygulamalarına karşı seçimler ve koalisyon
kurulması sürecinde temkinli açıklamalar yapan iktidar partileri, güven oyu ile
birlikte "hızlı özelleştirmeci" olmuştur. Bu husus biz emekçileri
şaşırtmamakla birlikte, ulusal kaynaklarımızın "sat kurtul" mantığına
feda edilmesini ve ulusal çıkarlarımızın gözden kaçırılma tehlikesini kabul
edilemez buluyoruz. Kamu işletmelerinin verimli ve yararlı hale getirilmesi mümkün
iken uluslar arası sermaye odaklarının baskı ve telkinleriyle bütünüyle
tasfiyesinin hedeflenmesini kabul edilemez buluyoruz. Koalisyon mensuplarını seçim
bildirgelerine ve özellikle ulusal çıkarlara sahip çıkmaya davet ediyoruz.
Birleşik Metal İşçileri Sendikası
Başkanlar Kurulu, çalışanların çıkarlarının gözetilmemesi, ekonomik kriz
faturalarının tümüyle çalışanlara yüklenmesi adaletsizliğine karşı Anayasa'nın
17. Maddesinde belirtilmiş bulunulan "...YAŞAMA HAKKI .."mızı sürdürmek
adına tepkimizi çeşitli biçimlerde ortaya koymaktan çekinmeyeceğimizi üyelerimizin
yüksek örgütlülük ve büyük kararlılıklarının açık bir ifadesi olarak
kamuoyuna duyururuz.