BİRLEŞİK METAL-İŞ SENDİKASI GAZETESİ      Sayı 122 (Kasım 1998)

CUMHURİYET DÖNEMİNDE ÇALIŞMA HUKUKU

Cumhuriyetin ilan edildiği dönemde bütünsel bir sistem olarak bireysel ve kollektif iş hukukundan bahsetmek olanaksızdır. Yani gerek iş yasalarının düzenlediği "iş sözleşmesinden kaynaklanan düzenlemeler", gerekse sendikalar yasası ile toplu sözleşme grev ve lokavt yasalarının kapsadığı örgütlenme ve toplu sözleşme alanlarında bütünsel düzenlemeler mevcut değildi. Aynı şekilde sosyal güvenlik alanında da genel bir düzenleme yoktu.

Bununla birlikte sanayi işletmelerinin çalışmaya başlamasından sonra gündeme gelen ve yer yer uygulanmakta olan kazanımlar vardı. Özellikle, sosyal güvenlik ve iş hukuku alanlarında görece yaygın uygulamalar mevcuttu. Bu sonuç işçilerin topluca çalışmalarına elverişli işyerlerinde kendi güçlerinin farkına varmaları ve çalışma-yaşama koşullarının geliştirilmesi konusunda verdikleri mücadelelerin bir sonucuydu.

Bu hukuk alanlarındaki gelişmeleri kısaca özetleyelim.

Sendikalar ve Toplu Sözleşme Hukuku: 1909 yılında çıkarılan Cemiyetler Kanunu işçilerin ilk "yasal" örgütlülüklerinin de temelini oluşturuyordu. Ancak 1938 yılında yapılan düzenlemelerle sınıf esasına dayalı cemiyetler kurulamayacağı öngörülerek bu yasaya dayalı sendikalaşma engellenmiştir. Sendikal örgütlenme alanındaki doğrudan ilk düzenleme ise 1947 yılında da işçi ve işveren sendika ve birlikleriyle ilgili yasadır. Bu yasa sendikalara toplu sözleşme yapma hakkı veriyor, grev yapma hakkı tanımıyordu. Bununla birlikte sendikal harekette büyük bir canlanma olmuş, 1952 yılında Türk İş kurulmuştur.

1963 yılında çıkarılan 274 ve 275 sayılı yasalar dönemi ise sendikal hareketin patlama yaptığı yıllar olmuştur. Özellikle 1967 yılında DİSK'in kurulmasıyla birlikte işçiler ve sendikal hareket "hakların alınması için siyasi mücadele" kavramıyla da tanışmıştır. Nihayet bugünkü yasaya egemen olan yasakçı zihniyet ortaya çıkarak sendikaların kurulmalarına sınırlamalar ve barajlar getiren 1317 sayılı yasada kendini göstermiş, bu yasanın iptali üzerine yeni yasa oluşturma girişimleri de 15-16 haziran 1973 tarihinde onbinlerce işçinin eylemi nedeniyle sonuçsuz kalmıştır.

Ancak 12 Eylül döneminde çıkarılan 2821 sayılı yasa sendikal hakları ve sendikaları kuşa çevirmeyi başarmıştır. Ancak işçi sınıfının yasaksız, sınırsız, özgür sendikalar oluşturma çabası sonucunda birçok defa değişiklik yapılmıştır.

İş hukuku: Bu alanda bazı yerlerde uygulanmakta olan düzenlemeler 1936 yılında İş Yasası adıyla sistemli bir hale getirildi ve tüm ülkede yaygınlaştırıldı. Ancak asıl kapsamlı düzenlemeler 1961 Anayasasının kabulünden ve özellikle sendikaların kurumlaşmasından sonra gerçekleşti. İşçilerin sendikal mücadelesiyle yükselttikleri kazanımlar bir çok değişikliği ve ileri hükümleri beraberinde getirdi. Nihayet 1971 yılında çıkarılan 1475 sayılı İş Yasası ile iş hukukunun bugünkü çerçevesi oluşturuldu.

Sosyal Güvenlik : Ülkemizde ise ilk başlarda fitre, zekat, vakıflar veya loncalar eliyle örgütlenen muhtaç durumda olanlara yardım çabaları cumhuriyetle birlikte özellikle işçi yoğun bölgelerde sosyal sigortanın ilk uygulaması sayılabilecek girişimlerle sürmüştür. Örneğin Ereğli kömür havzası işçileri için çıkarılan 1921 sayılı yasada havzada çalışan işçilerin zorunlu olarak sigorta kapsamında sayılması ayrıca işçilerin ve işverenlerin bir miktar ödemede bulunması kararlaştırılmıştı. Buna çeşitli sandıkların oluşturulması da eklenebilir.

Nihayet 1965 yılında yürürlüğe giren sosyal sigortalar Yasası çeşitli işçi grupları için sağlanan Sosyal Sigorta mevzuatını tekleştirmiş ve sistemi biraz daha geliştirmiştir.

Ülkemizde 1961 ve 1982 Anayasaları sosyal güvenliğin kurulmasını devletin temel görevleri ve kişilerin temel hakları arasında saymıştır.

Çalışma hukuku alanında 75 yılda gelinen noktayı küçümsemek elbette olanaksızdır. Ufak tefek yerel düzenlemelerden bu günkü bütünsel sisteme ulaşılmış olmasında Türkiye işçi sınıfının hak ve özgürlükler konusundaki ısrarlı ve kararlı mücadelesiyle uluslararası işçi sınıfı hareketinin kazanımlarının büyük payı vardır.

Ancak gelinen noktayı yeterli bulmak da olanaksızdır. Ülkemizin, işyerlerinin ve işçilerin sosyo ekonomik koşulları çok daha ileri düzenlemelere elverişlidir. Öte yandan ülkemizin de tarafı bulunduğu uluslararası kurumlarca kabul edilmiş ilkeler de çok daha ileri düzenlemeleri gerekli kılmaktadır.

Bu gün ortadan kaldırılması zorunlu eksikliklerin başında iş güvencesi gelmektedir. İş Yasasının 13.ncü maddesi değiştirilerek, işverenlerin haklı bir nedeni olmaksızın işçi çıkaramayacakları öngörülmeli, buna aykırı işlem yapılması halinde mahkemelerce işe iade kararı verilmesi yolu açılmalıdır.

Sendikal örgütlenmenin önündeki engeller kaldırılmalı, örgütlülük özendirilmelidir. Sendikal örgütlerin kendi işleyişlerini kendilerinin kararlaştırılmaları sağlanmalı, sendikaların toplumsal işlevini sınırlandıran düzenlemeler ayıklanmalı, sendikal demokrasinin gelişebilmeli için işyerlerinden delege seçimlerine yargı denetimi getirilmelidir.

Toplu sözleşme sistemi zorla giydirilen deli gömleğinden kurtarılmalı, grev yasakları makul düzeye çekilmeli, grev uygulanması için öngörülen sınırlamalar kaldırılarak grev bütün biçimleriyle uygulanabilir hale getirilmeli, prosedür sadeleştirilmeli, referandum yasalaşmalı, YHK zorunlu başvuru organı olmaktan çıkarılmalı, hak grevi mutlaka kurumlaşmalıdır.

Sosyal güvenlik alanındaki hizmetlerin iyileştirilmesi konusunda acil önlemler alınmalıdır. Kurum yönetimindeki devlet ağırlığı önlenip yönetiminde işçilerin ağırlıkta olması sağlanmalıdır. Kurumun gelirleri zamanında tahsil edilip iyi değerlendirilmelidir. Kuruma devlet katkısı sağlanmalıdır. Kurum tesisleri ve personeli daha iyi hizmet üretilmesine elverişli hale getirilmelidir.

Bu temel alanların yanı sıra, TİS hükmü ile 4’ten fazla ikramiye sağlanmasının yasaklanması, serbest bölgelerde toplu sözleşme ve grev haklarına getirilen sınırlamalar, devlet memurlarının eksiksiz örgütlenme hakkı tanınmaması, sözleşmeli personel rejimi, kayıtdışılığı özendiren düzenlemeler gibi birçok alanda da gerekli değişiklikler gerçekleştirilmelidi


Cumhuriyeti Anlamak  (Birleşik Metal-İş Gazetesi Sayı 122)

gündem - 75. YILDA UNUTULANLAR

75. YILIN ARDINDAN

CUMHURİYET VE 75. YILDA EĞİTİM

75 YILDA TÜRKİYE EKONOMİSİ

CUMHURİYET DÖNEMİNDE SENDİKALAR

CUMHURİYET DÖNEMİNDE ÇALIŞMA HUKUKU

SAYI 122


birmet@ibm.net

anasayfaya dönüş

Gazetemiz    Kitaplar    Eğitim Notları    Broşür    Afişler    Basın Açıklamaları

İlksöz     Tarihçe    Güncel     2000'lere doğru    Etkinlikler    İdari Yapı     Üst Kuruluşlar

Son güncelleme tarihi 1 Aralık 1998
Birleşik Metal-İş Sendikası tarafından hazırlanmıştır
birmet@ibm.net