1. Millenium Round, WTO ve MAI çalışmaları ile 18 Haziran
Eylemliliğinin değerlendirilmesi. Toplantının
1. Maddesinde GAYE YILMAZ’ın Dünya MAI Karşıtları Koalisyonundan, günlük ve
haftalık yabancı yayınlardan derlediği konular değerlendirildi.
a ) 18 Haziran 1999 tarihinde
Almanya’nın KÖLN (Cologne) kentinde yapılan G8’ler Zirve Toplantısı sonuç
bildirgesinde yer alan fakat pek tartışılmayan sonuçları:
- Biz G8’ler, herkesin yararına olan bir
Dünya Ticaret Sisteminin inşa edilmesini istiyoruz.
- WTO ile bütünleşmiş çok taraflı bir ticaret
sistemi , ekonomik büyümeyi, istihdamı ve sosyal kalkınmayı teşvik edecek bir
uluslar arası ticaret ve yatırım sisteminin temel taşıdır. Bu nedenle biz G8
ülkeleri açık bir ticaret ve yatırım ortamını sağlamaya yönelik taahhütlerimizi
tekrarlıyor ve WTO’ya güçlü desteğimizi sürdürdüğümüzü tekrarlıyoruz. Tüm
diğer devletleri korumacı yasaları reddetmeye ve piyasalarını liberalizasyona açmaya
çağırıyoruz. Henüz, WTO’ya üye olmamış devletleri bir an önce örgüte
katılmaya davet ediyoruz.
- WTO’nun hayati rolünü göz önüne alarak,
WTO’nun sivil topluma daha net cevaplar vermesini sağlayacak şeffaf sistemin
geliştirilmesi konusunda mutabık olduğumuzu belirtiyoruz. Yeni bir ticaret ve yatırım
anlaşmaları turunu başlatacağımız Seattle toplantısının en başarılı şekilde
yapılması için elimizden geleni yapacağımızın bilinmesini istiyoruz. Aynı zamanda,
yine WTO içersinde çevre, sosyal kalkınma ve sürdürülebilir kalkınma konularını
dünya çapında geliştirmek için kararlı olduğumuzun da bilinmesini istiyoruz.
- Bu nedenlerle biz G8’ler , sürdürülebilir ve
kontrol edilebilir sonuçlara ulaşmayı ve geniş katılımlı, kapsamlı hedefleri
amaçlayarak tüm ulusları Aralık ayında Seattle’da düzenlenecek WTO Bakanlar
Konferansına katılmaya çağırıyoruz. Bu süreçten tüm WTO üyeleri kazançlı
çıkmalıdır. Bizler tüm WTO üyelerini gelişmekte olan ve özellikle de en az
gelişmiş ülkelerle ilgili konularda bu kesimlerin gerekli gelişmeyi
sağlayabilmelerine yardımcı olmaya çağırıyor , yeni raunda tüm üyelerin katkıda
bulunması ve bu yeni raunddan faydalanmasını istiyoruz. Bu yeni anlaşmalar raundu,
gelişmekte olan ülkelerin dünya ekonomisine daha fazla entegrasyonuna yardım
etmelidir. Bizler , uluslar arası mali, ekonomik, çalışma yaşamı ve çevre alanları
ile ilgili tüm örgütlerle daha ileri bir işbirliği ve politik bütünleşmenin de
yollarını zorlayacağımızı belirtmek istiyoruz.
- Çünkü ticaret giderek daha fazla ve daha
hızlı küreselleşmektedir, bio teknolojik gelişmelerin sonuçları ile hem ulusal hem
de uluslar arası bazda uğraşılmak zorundadır.
b ) G8’lerin 18 Haziran Köln
Zirvesinin Kitlesel olarak Protesto edildiği eylemler.
- LONDRA’DA 18 HAZİRAN GÜNÜ DÜNYA FİNANS
PİYASALARINA KARŞI YAPILAN EYLEMLERDE OLAYLAR ÇIKTI
“Kapitalizm karşıtı karnaval” olarak
isimlendirilen eylemler sonrasında Londra Borsası 2 gün tatil edilmek zorunda
kalındı. (Financial Times 20.6.1999) Almanya – Cologne’deki G8 toplantıları ve
kapitalist sistemi protesto amacı ile 40’ı aşkın ülkede finans merkezleri önünde
düzenlenen eylemlerin Londra ayağına şehir işçileri de katıldı ve bankacılar ile
hisse senedi dealer’ları telefon ile aranarak kendilerinden eyleme katılmaları
istendi(dalga geçmek maksadı ile) . Fakat öğleden sonra sarhoş olduğu bildirilen bir
iki göstericinin polise taş ve şişe atması ile başlayan olaylar, daha sonra bir
eylem otobüsünün üzerindeki bir kadın göstericinin bulunduğu yerden düşerek bir
aracın altına girmesi ile daha da şiddetlendi. Akşam saatlerinde Londra Uluslar arası
Futures-Options Borsası civarındaki sokaklar bir ayaklanma bölgesi görünümü
veriyordu. Bir otomobil show-room’unun camları kırıldı, eylemciler tüm duvarlara ve
camlara polise hakaret eden anarşik (?) sloganlar yazdılar. Göstericilerin büyük bir
bölümü karnaval ve protesto eylemlerinin sonunda bu tip istenmeyen bir duruma
dönüşmesinden üzüntü duyduklarını ve bunun provokatörlerin işi olduğunu
belirttiler.
- KANADA’DAKİ MAİ KARŞITLARI 18 HAZİRAN
EYLEMLERİNDEN DOLAYI SUÇLU BULUNDU - SALAMI eylemleri
100’ü aşkın MAİ karşıtı olaylar
sonrasında toplanarak eyalet hapishanesine konuldu. Eylemciler 4 ayrı olaydan
suçlanıyor : İllegal bir gösteriye katılmaktan, 5000$ civarında zarara sebebiyet
vermekten, bir polis memurunu engellemekten ve barış ve toplumsal huzuru bozmaktan.
Eylemciler toplumsal huzuru bozma suçunu işlemediklerini belirtiyorlar. Kanada MAİ
karşıtları grubu, 25 Mayıs günü de Montreal’de düzenlenen bir uluslar arası
konferansta delege başına 1000 $ isteyen Sheraton otelinin girişini işgal etmişlerdi.
Kanada’lı Salami isimli grup WTO’nun merkezinin bulunduğu Cenevre’de de PGA ile
ortak gösteriler düzenlemiş, bu olaylarda da 100’ü aşkın eylemci tutuklanmıştı.
Kanada’da görülen davalarda SALAMİ grubunun savunması kapitalist sistemin ve
MAİ’nin ne kadar toplumların aleyhine olduğu yönünde yapılınca yargıçların
büyük bir tepkisi ile karşılaştı. Yargı kurulu iddianamede sürekli olarak anarşik
eylem deyimini kullandı. Davalılardan bir tanesi savunmasında Martin Luter King’in
sözlerine yer vererek: “Yasaya karşı koymak ya da yasalardan kaçmayı
savunmuyorum... Bu, anarşiye yol açar. Bilincinin kendisine adil olmadığını
söylediği bir yasayı ihlal eden bir birey ve kendisine yapılan haksızlık konusunda
toplumu harekete geçirme amacıyla hapis cezasını isteyerek kabul eden bir kişi,
gerçekte yasalara en saygılı kişidir.”
Eylemcilerin cezası 6 Temmuzda yapılacak bir
mahkeme ile kesinleşecek. Ancak hiç biri para cezasını ödemeyi ya da sözde kamu
hizmetine verilmeyi kabul etmiyor, sadece hapis cezasını kabul ediyorlar.
c ) A.B. VE JAPONYA PİYASALARINI SERBEST
EKONOMİYE AÇMAK İÇİN YENİ BİR ÇOK TARAFLI ANLAŞMANIN EŞİĞİNDE
(European Voice) Tarafların
“Karşılıklı Kabul Sözleşmesi” adı verilen (Mutual Recognition Agreement-MRA)
yeni bir anlaşmayı 20 Haziran Cologne G8 zirve toplantısında imzalamaları
bekleniyordu. Ancak son dakika duyumları, anlaşmanın imzalanmasının Temmuz ayı
sonuna ya da Sonbaharın ilk günlerine bırakıldığı yönünde. Bu yılın
başlarında, Japonya kendi ekonomisini kuralsızlaştırma amacı ile 200’ü aşkın
yeni adım atmıştı. Fakat Avrupa Komisyonu bu adımların yeterince hızlı
ilerlemediğini ya da yeterli olmadığını düşünüyor ve ekliyor : “ Hala
atılması gerekli çok önemli adımlar var, Japonya için planlanan yabancı sermaye
yatırımı muazzam bir para fakat bu para, gerekli düzenlemeler tam olarak yapılana ve
yatırım ortamı daha tercih edilir bir düzeye gelene kadar Japonya’ya
gelmeyecek.”Avrupa Birliği benzer bir karşılıklı kuralsızlaştırma anlaşmasını
kısa süre önce ABD ile de imzalamıştı. Fakat Japonya geleneksel anlamda kurallarına
daha bağlı ve ekonomisini hızla serbestleştirme konusunda daha isteksiz bir ülke.
A.B. ve Japonya arasında imzalanması planlanan yeni anlaşmaya göre, A.B. tarafından
test edilip, onaylanmış ürünler Japon piyasalarına hiçbir kısıtlama
uygulanmaksızın girebilirken, aynı uygulama Japonya tarafından test edilip, onaylanan
ürünlerin Birlik pazarlarına girişinde de geçerli olacak. Taraflara göre MRA
anlaşması her iki ülkenin yatırımcılarının ve tüketicilerinin (?) maliyetlerini
düşürecek ve yabancı ürünlere uygulanan kontrol ve lisans verme işlemlerinde hem
zamandan tasarruf edilecek, hem mükerrer işlem yapmaktan kaçınılmış olacak.
d ) ESKİ DÜŞMANLAR İŞBİRLİĞİ YAPMAK
İÇİN YENİ BİR YOL ARAYIŞI İÇİNDE
“Avrupa Sendikal hareketi kaale alınan bir
güç olarak kalmak istiyorsa, her ne kadar yutması zor bir ilaç olsa da, nefret edilen
Patronlarla işbirliği yapmayı öğrenmek zorundadır” (ETUC Genel Sekreteri Emilio
Gabaglio’nun ay sonundaki ETUC Kongresinde yapacağı konuşmadan-European Voice) Geride
bıraktığımız yüzyılda Avrupa’daki çalışma yaşamı ilişkileri hep “biz ve
onlar” şeklinde ifade edilen bir zıtlık içersinde ve işçi-yönetim arasında
keskin hatlar çizilerek geçti.
ETUC Genel Sekreteri Emilio Gabaglio ise bu
anlayışın artık değiştiğini ve bundan sonraki çalışma yasalarının iki sosyal
taraf arasındaki yapıcı diyaloglar doğrultusunda çıkarılması gerektiğini
belirtiyor. İlk kez 1992’de imzalanan Maastricht anlaşması ile gündeme gelen ve bu
güne kadar yeterince hayat bulamamış olan sosyal diyalog konusunda Avrupa Özel Sektör
İşveren Sendikaları UNICE Genel Sekreteri Dırk Hudig ise bu alanda yol kat
edilememesinin asıl sebebinin İşçi Sendikalarının modası geçmiş ilke ve
ideolojilerde ısrar etmesi olduğunu belirtiyor. Hudig, işçi sendikaları ile
aralarında hala büyük düşünce farklılıkları olduğunu, söz gelimi Avrupa
ekonomisinin canlandırılması konusunda Sendikaların “ücretler üzerinden talebin
arttırılması” önerisine karşılık, UNICE’e göre asıl problemin Avrupa’daki
iş adamlarına gerekli güven ortamının sağlanamamış olması olduğunu ve
Avrupa’nın derhal cazip bir yatırım alanı haline getirilmesinin kaçınılmaz
olduğunu belirtiyor. Hudig, önce ekonominin sağlıklı bir işleyişe kavuşturulması
gerektiğinin ve ancak bundan sonra sosyal konularla ilgilenilebileceğinin altını
çiziyor. Hudig, Avrupa sendikalarının bu bağlamda esnekliği kabul etmeleri
gerektiğini ve Birliğin de işverenleri tehdit eden kırmızı bandrollü ürün
miktarlarını kısıtlama yönünde adımlar atması gerektiğini belirtiyor. Sabah 9,
akşam 5 olarak bilinen eski moda çalışma tipinin artık işlerliğini yitirdiğini
ekleyen Hudig, part-time çalışmanın full-time çalışma gibi kabul edilmesi ve ek
emeklilik katkılarından artık vazgeçilmesi gerektiğini belirtiyor.
ETUC Genel Sekreteri ise, örgütünün değişen
çalışma dünyasının gerektirdiği zorlukları karşılamaya tam anlamı ile hazır
olduğunu ve uluslar arası ticaretin küreselleşmesi ile artan rekabet baskıları ve
Euro bölgesinin yeni ekonomik gerçekliklerine adapte olmaya hazır olduğunu belirterek
İngiltere Başbakanı Tony Blair ile Almanya Başbakanı Gerhard Schroderin benimsemiş
olduğu 3. Yol (Bütünüyle kuralsızlaştırma ile tamamen kurallara bağlı kalma
arasındaki orta yol) ilkesini savunan bir görüntü çiziyor.
e ) A.B.NİN ABD’DEN HORMONLU ET İTHALİNE
KOYDUĞU VE 15 HAZİRAN’DAN İTİBAREN UYGULANACAK OLAN YASAK, 15 ARALIK TARİHİNE
ERTELENDİ
Washington ile müzakerelerde bulunmak için
zaman kazanmak amacı ile alınan erteleme kararına göre yasağın yeni uygulama tarihi
15 Aralık olarak belirlendi. (European Voice)
f ) AVRUPA, ABD, JAPONYA, GÜNEY
KORE VE TAİWAN HÜKÜMETLERİ İLE İŞ ADAMLARI YENİ BİR DÜNYA KONSEYİNİ KURMA
KONUSUNDA ANLAŞMAYA VARDI.
Yeni konseyin amacı aralarında ticaretin
serbestleşmesi, çevre ve zihinsel iyelik haklarının da bulunduğu bir dizi sorunun
üstesinden gelmek olacak.(European Voice)
g ) A.B. VE ABD, TİCARET SAVAŞLARINI
DAL BUDAK SALMADAN ÖNLEMEYE YÖNELİK YENİ BİR PLAN HAZIRLIĞI İÇERSİNDE
A.B. VE ABD, dünyanın bu en büyük iki
ekonomisi arasında cereyan eden ve hem parasal hem de politik anlamda her iki tarafa da
zarar veren ticari uyuşmazlıklara karşı bir “erken uyarı sistemi” kurmak için
kolları sıvadı. (European Voice)
Muz, Hormonlu et ve aircraft konularında ortaya
çıkan ticari uyuşmazlıkların gündeme geldiği 21 Haziran tarihli G8 zirvesinde,
Clinton ve Schroder’in Transatlantik ekonomik işbirliğini zedeleyebilecek bu
uyuşmazlıklar için bir erken uyarı sistemi oluşturma konusunda anlaşmaya vardığı
belirtiliyor. Clinton’ın daha istekli göründüğü toplantıda, ABD’nin en büyük
endişesinin bu küresel ticari uyuşmazlıkların yıl sonunda yapılacak, Millenium
Round isimli küresel liberalizasyon turunu tehlikeye sokması olduğu belirtiliyor.
Uzmanlar, iki dünya devi arasındaki ticari sorunların kısa süre önce imzalanan TEP
isimli anlaşmada da yer aldığını ancak kurulacak yeni sistemin daha kapsamlı
olacağını ifade ediyorlar.
UNİCE Dış İlişkiler Yöneticisi Monique
Julien , olayların patlak vermeden önce tespit edilerek müzakerelere başlanması
amacıyla atılan bu adımın hayati bir önem taşıdığını , oluşturulacak sistemde
TEP yürütme kurulu ve Avrupa Komisyonu Dış İlişkiler Bölümünden temsilcilerin yer
almasının planlandığını belirtiyor. Buna karşın, söz konusu yeni düzenlemede,
her iki tarafın da bir diğerinin sağlık ve güvenlik yasaları üzerinde veto
hakkının olmayacağı açık bir şekilde ifade edilecek. Gerek muz ve gerekse hormonlu
et konularında ABD’nin WTO nezdinde açtığı tahkim davalarının başarısı
sonucunda Avrupa Birliği 500 milyon Euro değerinde bir para cezası ile karşı
karşıya bulunuyor.
h ) WTO’DA BAŞKANLIK KRİZİ
Dünya Ticaret Örgütü üyeleri dün (19
Haziran) haftalardır devam eden WTO Genel Başkanı arayışını temmuz ayının
başlarına kadar dondurmaya karar verdiler. (Financial Times)
WTO Genel Yürütme Kuruluna başkanlık eden Ali
Mchumo, WTO diplomatlarına yeni WTO Başkanının ABD tarafından ısrarla desteklenen
Yeni Zelenda’lı Mike Moore’mu yoksa az gelişmiş güneyin desteğini alan
Thailand’lı Supachai Panitchpakdi’mi olacağı konusunda hala bir konsensus
sağlanamadığını bildirdi. Mchumo, diplomatlara sorumluluklarını yerine getirme
konusunda gerekeni yapmaları çağrısında bulundu. WTO üyesi 134 ülke, örgüt
çalışmalarını Nisan ayından bu yana başkansız yürütüyor. Başkan belirlenme
süreci biraz daha uzayacak olursa Seattle toplantısının olumsuz etkilenebileceği
belirtiliyor. WTO’nun 19 Haziran tarihinde yaptığı toplantıda, yeni adaylar
üzerinde görüşmelerin sürdürülmesi konusunda yeni bir eğilimin ortaya çıktığı
dikkat çekti.
NOT: 1.07.1999 tarihli WTO açıklamasında
iki başkan adayının dönüşümlü olarak bu görevi yapması şeklindeki bir çözüme
doğru yöneldiği anlaşılıyor.
i ) KANADA’NIN TAFTA ANLAŞMASI
ÇABALARI
ABD, Kanada, Meksika (NAFTA) ve Avrupa Birliği
arasında muazzam bir ticaret bölgesi bulunduğunu belirten Kanada Ticaret Bakanı
Marchi, transatlantik serbest ticaret alanı projesinin kendileri için ideal ve mutlu bir
son anlamına geleceğini belirtiyor. TAFTA anlaşması konusunun henüz bitmediğini
sözlerine ekleyen Marchi, ülkesinin bu konuyu tekrar gündeme yerleştirdiğini ve
ilerleyen süreçte A.B. liderlerinden cevap beklediğini belirterek, Kanada’nın ilk
adım olarak A.B. ile ikili bir serbest ticaret anlaşması müzakerelerine başlanması
konusu ile ilgilendiğini ve bu görüşün Avrupa Komisyonu Başkanı Sır Leon Brittan
ile yapılacak toplantıda dile getirileceğini ifade ediyor. Komisyon Başkanı Sır Leon
Brittan geçtiğimiz yıl ABD ile A.B. arasında bir serbest ticaret anlaşması
imzalanması önerisinde bulunmuş, ancak Fransa’nın sert tepkisi ile karşılaşınca
önerisini geri çekmişti. Ardından Meksika ile Birlik arasında serbest ticaret
anlaşması görüşmelerini başlatan Brittan bir yandan da Kanada ile paslaşıyor.
Geçtiğimiz hafta Brüksel’de yapılan bir zirvede konuşan Marchi ise A.B. nin
öncelikler listesinde Kanada ile Birlik arası ekonomik ilişkilerin geri plana düşmesi
endişesini taşıdığını söyledi. Avrupa Birliğinin bir uydusu olarak kalmaya
tahammül edemeyeceklerini belirten Marchi, mutlaka ve en kısa sürede ekonomik
ortaklığın nasıl geliştirileceğinin yollarını belirlemek zorunda olduklarının
altını çizdi.
Marchi, A.Komisyonu ile yapılacak toplantıda
A.B.nden , Kanada’nın Fransa tarafından uygulanan bir yasağa ilişkin WTO tahkim
kuruluna yaptığı şikayete bir cevap verilene kadar beyaz asbest ithalatına Birlik
düzeyinde yasak konmamasını isteyeceğini de belirtti. Birlik Hükümetlerinin büyük
bir çoğunluğu geçen ay beyaz asbest ithalatını yasaklama yönünde oy
kullanmışlardı. Akciğer kanseri ve solunum yolu hastalıklarına yol açtığı
kesinleşen kahverengi ve mavi asbest de daha önce yasaklanmıştı. Tahkim neticelerinin
ülkeler arasındaki ticareti etkilememesi amacıyla tazminat ödemeyi yeğleyen
A.Birliği ve davacı ülkeler arasında tazminat rakkamları üzerinde de bir mutabakat
henüz sağlanamamış bulunuyor.
j ) DÜNYA TİCARET ÖRGÜTÜ ZORUNLU
ÇOCUK İŞÇİLİĞİNİ DESTEKLİYOR
Bill Clinton bu hafta Hükümet tarafından
yapılan satın almalarla ilgili yeni bir politikayı benimsediklerini duyurdu. 12 Haziran
tarih 13126 sayılı yeni yasa ; zorunlu çocuk işçiliği kullanılarak üretilen
ürünlerin Devlet tarafından satın alınmasını yasaklıyor. Bu iyi haberin devamı
okunduğunda ise WTO’nun ne tip bir Örgüt olduğu bir kez daha gözler önüne
seriliyor. Çünkü yasa aynen şöyle devam ediyor ;
Ancak,
(b) Eğer, ürünü satan yabancı ülke WTO
kapsamı içindeki Hükümet Satın almaları ya da NAFTA anlaşmasına taraf ise ve ;
c) Satın alma sözleşmesinin değeri WTO’nun
ilgili sözleşmesinde veya NAFTA’da belirlenmiş olan ABD eşik değerine eşit ya da
bundan daha yüksekse bu yasa uygulanmayacaktır.
Bu madde, WTO kapsamındaki Hükümet Satın
Almalarına ilişkin Sözleşme ile A.B.ABD, Kanada, Japonya ve Norveç’in taraf olduğu
Çocuk hakları Sözleşmesinin açıkça ihlal edildiğini ortaya koymakta ve Haziran
ayı içinde ILO’da imzalanan zorunlu çocuk işçiliğine ilişkin sözleşmenin de ne
kadar göstermelik olduğunu bir kez daha hatırlatmaktadır.
k ) A.B. GÜNEY AMERİKA’DA YENİ BİR
BİRLİK ÇALIŞMASINA ÖN AYAK OLUYOR.
NOT: Enerji Yapı Yol Sendikasından bir
arkadaşın verdiği bu bilginin derinlemesine yapılacak araştırmasını daha sonraki
BÜLTEN’lerimizde bulabilirsiniz.
Güney Amerika’da yeni bir bölgesel birliğin
temelleri A.B. katkıları ile atılıyor BREZİLYA, ARJANTİN, ŞİLİ, URUGUAY VE
PARAGUAY arasında Güney Amerika Ekonomik Birliği oluşturuluyor.
2 – Uluslar arası Tahkim
ve Sosyal Güvenlik yasa tasarılarınındeğerlendirilmesi:
Çalışma Grubumuzun Mayıs ayında
yayınladığı “MAI: 21. YÜZYILIN SÖMÜRGECİLİK BİLDİRGESİ” adındaki
kitabımızda Uluslar arası Tahkimin, Ulusal Hukuku ortadan kaldırarak yerine
geçeceğini ve yeni hukuk sistemi diye hukuksuzluğun hüküm süreceği tespitimizin
toplum tarafından daha anlaşılır bir dille ve dünyada yaşanmış ve yaşanmakta olan
Tahkim örneklerini de içerecek bir çalışma ile kitaplaştırılmasının önemi ve
görevinin olduğu konusunda mutabık kalındı ve çalışmayı yapacak arkadaşların en
kısa zamanda bu çalışmayı sonuçlandırmaları kararlaştırıldı.
Ülkemizdeki mevcut Sosyal Güvenlik
Sistemlerinin Ulusötesi Sermayeye yeni kaynaklar yaratma ve finans piyasalarına taze kan
vermek için gündemde olduğu ve bilinçli olarak Emeklilik Yaşı tartışmalarının
yapıldığı ve nihai hedefin sistemin tamamen özelleştirilmesi olduğu vurgulandı.
Çalışma Grubu olarak önümüzdeki günlerde Sosyal Güvenlik Sisteminin tüm
boyutlarını irdeleyecek bir yayını ortaya koyacağız.
Çalışma Grubumuz içerisinde Tarımın tüm
sorunları ve çözüm olanaklarının araştırılması üzerine yapılması
kararlaştırılan çalışmaya öncelik verilmesi ve bu çalışmanın
hızlandırılması kararlaştırılmıştır.
Çalışma Grubu olarak Tam Çevirisini
yaptığımız MAI ANLAŞMASININ 28 Nisan.1998 MÜZAKERE METNİNİN Hukukçular
tarafından incelenmesi tamamlandıktan sonra geciktirilmeden basımı ve yayınlanması
kararlaştırılmıştır.
Türkiye MAİ ve Küreselleşme Karşıtı
Çalışma Grubu olarak bugünlerde ülkemiz gündeminde olan ve aslında gündeme çok
kısa bir süre için getirilip gerçek olarak tartışılmasına da izin verilmeyen
Enerjide Uluslar arası Tahkim ve Sosyal Güvenlik yasa tasarılarının öncelikle MAI
Anlaşmasına uyum için çıkarılmak istendiğini ve daha sonraki süreçte aynı
yöntemle, Tarımın, Sağlığın, Eğitimin, Yerel Yönetimler ve diğer Hizmet
Sektörlerinin, Ormanların ve Doğal Kaynakların talanı için yapıldığını
biliyoruz. 30.Kasım-3 Aralık’da ABD’de yapılacak WTO Bakanlar Kurulu toplantısı
ile imzaya açılmak istenen MİLLENİUM ROUND’da hazırlık ve uyum için yapılan bu
çalışmaların önlenebilmesinin tüm örgütlü ve örgütsüz toplum kesimlerinin
ortak mücadelesi ile mümkün olabileceğinin bilincinde olarak çalışmaların
hızlandırılması, yayınların ve bilgilendirmelerin en üst seviyeye çıkartılması,
bu konularla ilgili olarak grubumuza yapılacak bilgilenme taleplerinin hızla
karşılanması kararlaştırılmıştır.
Türkiye MAI ve
Küreselleşme Karşıtı Çalışma Grubu
İLETİŞİM:
Birleşik Metal-İş Sendikası Tel: (216) 380 85 90
Fax: (216) 373 65 02
e-mail: birmet@ibm.net |
Enerji Yapı Yol Sen.
İst. Şubesi Tel: (212) 212 94 25
Fax: (212)213 64 83 |
TMMOB – İst. iletişim Tel: (212) 249 83 85
Fax: (212) 244 29 16
e-mail: tmmob@superonline.com |
|