Silahların susmak bilmediği bir dünyada, ekvatorun diğer yüzünde
insanların açlıktan kırıldığı, ezilenlerin başkaldırısının emperyalizm ve
silah tüccarlarının işbirliği ile vahşice bastırılmaya çalışıldığı bir dünyada
BİZ, 1 Eylül Dünya Barış Gününü kutluyoruz. !
Çünkü, Dünya Barışı bizim için vazgeçilemez bir hedeftir.
Kutluyoruz, çünkü biz dünyada kalıcı barışın temel dayanağının
emeğin gücü ve sahiplenmesi olduğuna inanıyoruz.
İnadına kutluyoruz, çünkü ABD'nin, IMF'nin ve Dünya Bankasının,
OECD' nin "Yeni Dünya Düzeni" ni değil, 1998 yılı 1 Eylül'ünde
de eşitlik, dayanışma ve özgürlük üzerine kurulan bir barışı
amaçlıyoruz.
Bugün, silahlı baskı gücünü tekelinde bulunduran neoliberal mantık güdümündeki
ABD, pervasızca etki alanını geniştebiliyor. Açlıktan kırılan Somali
halkının ve iç savaştan zaten bitkin düşmüş Afganistan halkı üzerine
bombalar, füzeler yağdırabiliyor.
Bosna'da ve Kosova'da susanlar, bu vahşete karşı da
seslerini çıkarmıyorlar.
Susmak onaylamaktır! Onlar susuyorlar ...
Bu şartlarda, uluslararası silahsızlandırma anlaşmalarının geçerliliğine
veya uygulanabilirliğine inanmak ise, aymazlıktır...
1990'lı yıllardan beri Yeni Dünya Düzeni kisvesi altında çokuluslu
şirketlerin daha yüksek kâr elde etmesini sağlamak amacıyla global çapta siyasal
iktidarlar eli ile uygulanan neo-liberal ekonomi politikalar, sosyal devletten çekilme ve
özelleştirmeler sonucunda dünya ölçeğinde gelir dağılımları emekçiler aleyhine
her geçen gün bozmaktadır.
Üretim araçlarındaki artan teknolojik gelişmeden sadece onları elinde tutan işveren
faydalanabiliyor: esnek üretim, kuralsızlaştırıyor; taşeronlaştırma
çalışanları bölüyor, örgütsüzleştirmeye, sendikasızlaştırmaya
sürüklüyor.
Elde edilen kârı asla ücretlere yansıtılmıyor, istihdama yatırılmıyor, çalışma
koşullarını düzeltmek için de harcanmıyor. Böylece, zaten emekçilerin özverisi
ile ayakta tutulan çalışma barışını tehlikeye sokmaktan da kaçınılmıyor.
Bugün çokuluslu sermaye, 1998'in ilk aylarında dünya kamuoyu gündeme
gelen OECD ülkelerinin MAI (Çoktaraflı Yatırım Anlaşması)
anlaşması ile, bu gücünü global düzeyde pekiştirmeye ve genişletmeye çalışmaktadır.
Bu bize, toplumsal barışın temelini oluşturan çalışma barışının tekeller için
hiçbir şey ifade etmediğini gösteriyor!
Biz, dünya insanlığına karşı olan sorumluluğumuzun bilincindeyiz. Barışın
ancak ve ancak sınıfımızın uluslararası dayanışması sonucu gerçekleşebileceğini
biliyoruz.
Silah gücünün tekeli onlarda ise, barış emeğin tekelindedir.
Bu umutlarımızı hiç kimse elimizden alamaz, vermeyiz !
Biz, Amerikan Rüyasının, bizim kabusumuz olmasına İZİN
VERMEYECEĞİZ !.
Çünkü ülkemizde her geçen gün barışa özlemimiz büyüyor.
İşten atılmaların son bulduğu, gelir adaletsizliğin
düzeldiği, akan kanların durduğu, çetelerin yargılanarak
cezalandırıldığı ve hukukun üstünlüğünün ve demokrasinin
eksiksiz uygulandığı bir ortam biz emekçilerin barış özlemlerimizi ifadesidir.
Tüm üyelerimiz, uyuşmazlık sürecinde bulunan Grup Toplu İş
Sözleşmesinin başarılı olması ve işyerlerinde barışın güçlendirilmesi
için gerekli mücadaleyi kararlılıkla sürdürmeleri gerektiğinin bilincindedirler.
1 EYLÜL DÜNYA BARIŞ GÜNÜNÜZ
KUTLU OLSUN !