5 Eylül 1998 - BİRLEŞİK METAL-İŞ GENEL TEMSİLCİLER KURULU - İSTANBUL |
"ZORLU SÜREÇTE ÖRGÜT KARDEŞLİĞİ" |
Sendikamız
Genel Temsilciler Kurulu, 5 Eylül 1998 tarihinde yapıldı. Gündemi TİS sürecinin oluşturduğu toplantımızda, özellikle MESS'in dayattığı esneklik uygulamaları tartışılarak, bu maddelerin grev maddesi olduğu ortayla kondu. Açış
Konuşması |
TEMSİLCİ VE ŞUBE YÖNETİCİLERİNİN KONUŞMALARI
Temsilci, baştemsilci ve Şube yöneticilerinden 26 konuşmacı, süreçle ve ülkenin içinde bulunduğu durumla ilgili olarak görüş, öneri ve eleştirilerini dile getirdiler. HÜSEYİN KABAKÇI (MTE, Gebze) Yaşam koşullarındaki olağandışı kötüleşmenin, toplumun tüm kesimlerince kabul edildiğini, bir yandan da sendikal hak ve özgürlüklere yeni kısıtlamalar getirildiğini vurgulayarak "mevcut iktidar, işçilere, sabit ve dar gelirli tüm halkımıza, sefaletten başka bir şey vermemiştir" dedi. Etkin işçi hareketi istememenin, demokrasi istememekle eş anlamlı olduğunu belirterek, işverenlerin ve siyasilerin bir yandan sendikaların önemini dile getirirken, diğer yandan sendika karşıtı tutumlarını eleştirdi. CENGİZ ÖZ (Çemaş, Ankara) 6 ay önce misafir olarak katıldıkları temsilciler kurulundan bugüne kadar, işyerlerinde yaşanan gelişmeleri aktardı. İşverenin sendika karşıtı tüm tavırlarına rağmen, 14 işçinin işten atılmasıyla başlayan eylem sürecine 5 saat dayanabildiğini, ve sendikayı kabullenmek zorunda kaldığını anlattı. Buradaki en önemli kazanımın, artık işyerine taşeron firma girmemesinin sağlanması olduğunu belirterek, "başarının sırrının, sendikaya ve örgütlülüğe inanmaktan geçtiğini gördük." dedi. METİN MUSLU (Beksa, Kocaeli) Ülkede, özellikle TİS döneminde oluşturulan suni gündemlerin, emeğin mücadelesinin önüne geçtiğini belirterek, sendikaların bir çıkmaza itildiğini söyledi. Konfederasyonlar siyasi güdümden kurtarılamazsa, bu çıkmazın sendikaların sonu olacağını belirtti. Bu süreçte asılolanın sözleşmeye sahip çıkmak olduğunu vurgulayarak, "MESS'in üç teklifi grev maddesi olmalıdır" dedi. T. Metal'de yaşanan sıkıntılara da dikkat çekerek, bizim daha önce grev kararı almamız gerektiğini söyledi. SALİH AKDEMİR (Convekta, Sefaköy) IMF ve Dünya bankasının Türkiye ve benzer ülkelerdeki rolünü ayrıntılarıyla sergileyerek, bugüne kadar IMF'nin acı reçetelerini kendi ellerimizle verdiğimiz oylarla içtiğimizi belirtti. Rakamlarla ülkemiz ekonomisinin durumunu ortaya koyarak, emekçiler aleyhine gelişen bu gidişe, ancak birlikte hareket eden emekçilerin dur diyebileceğini söyledi. Önümüzdeki seçimlere dönük olarak, "yaşamın her alanına ilişkin istemlerimizi saptayıp, bu şartnameyi mevcut siyasi partilere dayatmalıyız." dedi. Necmettin Aydın (Chreysler, Gebze) Sermayenin tüm gücüyle işçilerin üzerine geldiğini, orta sınıfı yok ederek daha fazla sömürü istedikleri söyledi. Toplumda, buna karşı çıkması gereken sendika, sivil toplum örgütü ve siyasi partilerin ise, kendi kendileri ile uğraşmaktan çözüm üretemediklerini belirtti. TİS ile ilgili olarak, diğer sendikaların işkolunda birliğe yanaşmamasını eleştirerek, bu durumda "bizlerin kendi içimizde bir yumruk gibi kenetlenmesi gerektiğine inanıyorum." dedi. EYÜP ÇELİK (Dikkan, İzmir) Ülkedeki, siyasal ve toplumsal sorunlara kısaca değinerek, "Bizler bu durumu tersine çevirme göreviyle karşı karşıyayız. Bunun için ırkçılığa, şovenizme, zama, zulme, sömürüye ve baskılara karşı sınıf mücadelesini yaşamın bütün alanlarında örgütlemeliyiz." dedi. Sendikal mücadelenin sorunları ile demokrasi mücadelesini birlikte ele almak gerektiğini belirterek, demokrasi mücadelesindeki her kazanımın, sendikaların önünü açacağını söyledi. SÜLEYMAN DEMİR (Tekfen, 2 Nolu Şb.) Yeni dünya düzeninin dayattığı olumsuzlukları sıralayarak, sermayenin sendikalara karşı kamuoyu oluşturduğunu, bu durum karşısında Sınıf kardeşliğini haykırmak gerektiğini söyledi. TİS taslağının da, işyerlerinde tabanın önerileri doğrultusunda gerçekçi ve bilimsel yaklaşımlarla hazırlandığını vurgulayarak, MESS'in tavrını eleştirdi ve eylem önerilerini aktardı. "İşçiler hazırladıkları tekliflerine sahip çıkacak,sendikamızın tüm eylemlerinde yer alacaklardır." HAYRETTİN KAYA (Sarısakal, Adana) Sermayenin sistemli saldırıları ile sendikal hareketin gittiği çöküşün durdurulması için, sınıf adına çözümler üretmenin aciliyetini vurgulayarak, "MAI anlaşması ile parlamentoya ve sendikalara ipotek konmasının önüne geçilmelidir" dedi. Sağlık bakanlığına bağlı atölyelerde iç örgütlülüğün pekiştirilmesinin de acil bir ihtiyaç olduğunu belirterek, Anadolu şubelerinin birleşmelerinin yeniden değerlendirilmesini istedi. ZEKERİYA ODABAŞI (PDK, 2 Nolu Şb) TİS taslağında yer alan önerilerimizi madde madde değerlendirerek, düşüncelerini ve önerilerini dile getirdi. MESS'in teklifleri olan esneklik maddelerine karşı da alkışlı protestolarla başlayan eylemler önerip, "gerekirse Grev kararını uygulamalıyız" dedi. Son günlerde açığa çıkan çetelerle, mafyalarla kirli siyasete karşı da emekçilerin birlik oluşturarak eylem kararları alması gerektiğini belirtti. HALUK ÖZDEN (STFA Cıvata, Adana) Bu TİS döneminde de, sadece emekçilere uygulanan tasarruf tedbirleri, mali kriz, ekonomik bunalım, esneklik politikası ile karşımıza çıkıldığını, bu da yetmezmiş gibi bir de MAI'nin gündeme geldiğini söyledi. Ülkemizde uygulanan sermaye yanlısı politikalardan her kesimin rahatsız olduğunu, sendikaların ve demokratik kitle örgütlerinin eylemlik sürecine geçmeleri gerektiğini belirtti. Anadolu şubelerinin birleştirilmesi konusunda da eleştirmenin bir hak ve çözüm üretmenin de bir ödev olduğunu söyledi. MUSTAFA TOPÇU (Omtaş, Gebze) TİS'lerde, işçilerin dikkatinin sadece ücretlerde olmaması gerektiğine, taşeron ve kapsam maddesi gibi konuların ücretlerden daha önemli olduğuna dikkat çekti. "Esnek çalışma maddelerinin de, asla kabul edilebilir yanı olamaz." Bir süre önce gerçekleştirilen memur eylemlerinin ardından, sıranın işçilere geldiğini; iyi bir sözleşme için güç birliğinin kaçınılmaz olduğunu söyledi. DERVİŞ SERTTÜRK (Çimsataş, Adana) 1 Eylül Dünya Barış Günü’ne değinerek, MAI'yi ülkemize yerleştirmek isteyen sisteme karşı sesimizi duyurmamız ve ülkede artan olumsuzlara karşı mücadele perspektifimizi oluşturmamız gerektiğini belirtti.Önümüzdeki seçimlerle ilgili olarak "bizi savunacak insanları Meclis'e göndermeliyiz" dedi. Birleşmenin 5. Yıldönümünde, ortaya konulan hedeflerin ne kadar sahiplenildiğini sorgulayarak, Anadolu şubelerinin kapatılması kararının delegelerin bölge hakkında yeterince bilgisi olmamasından kaynaklandığını söyledi. MEHMET KALKAN (Sarkuysan, Gebze) Bu sürecin bir değerlendirmesini yaparak, gerçekleştirilecek eylem ve etkinliklerin ciddi tartışmalarla biran önce belirlenmesini istedi. Sürece yön vermek için, özellikle MESS teklifleri karşısında eylemliliklerin yaşama geçirilmesinin önemine değinerek, “Bu kuruldan somut eylem kararları çıkmalı. Örgüt eylemliklere hazır, bekliyoruz” dedi. MUHAMMET YURTSEVER (Bastaş, Kocaeli) TİS'lerde ücretin değil işgüvenliğinin önemli olduğunun altını çizerek "Parayı almak kolay, asıl ondan sonra işten atılmayacağımızın garantisi gerekli bize." dedi. İşgüvencesi konusunun grev maddesi olması gerektiğini söyledi. Delege seçimleri ile ilgili olarak temsilcilerin doğal delege olması önerisini getirdi. İşyerlerinde üretim devam ettikçe, eylemlerimizin ciddiye alınmayacağını, işverenin tavrını değiştirmeyeceğini belirterek, "Mesaileri keserek eylemliliği başlatmamız gerekiyor." dedi. YILMAZ KARAKURT (Demisaş, Eskişehir) Çalışanların çoğunun, kredi kartlarıyla, taksitlerle geçimlerini sürdürdüğünü, bu nedenle TİS sürecinin tüm işçiler için ne denli önemli olduğunu anlattı. Şube birleşmelerini iyi analiz etmek gerektiğini, şubelerin aracı kurumlar olduğunu söyledi. Eğitim konusuna da değinerek, amatör eğitimciler için daha çok imkan ve zaman yaratılmasını isteyerek "Amatör eğitimi destekleyin, geliştirin" dedi. KEMAL PARLAK (Alumag, 1 Nolu Şb.) MESS'in "manifesto” adlı kitabında yer alan pek çok bilginin gerçeği yansıtmadığını vurgulayarak, örnekler verdi. Yazdıkları ve söyledikleri ile yaptıklarının tutarsızlığını sergiledi. Bir "çağdaşlık" olarak sunmaya çalıştıkları Esneklik uygulaması ile yine onlar rantiyeden kazanırken, kaybedenin emekçiler olacağını belirtti. Buna karşı, "Metal işçileri bu oyunları bozacak kadar deneyimli, örgütlü ve bilinçlidir" dedi. "Yeni dünya düzenine direnen dünya emekçilerinin saflarında yerini almak sırası, Türkiye İşçi Sınıfınındır" SUAT IŞIK (Adana Şb. Başkanı) Şube birleşmelerine karşı oluş nedenlerini açıklayarak, meselenin özüne inmek gerektiğini söyledi. Örgüt arkadaşlığı ve dostluğunun önemine değinerek, "örgütlü mücadeleyi önemsiyorsak, örgüte dostluk ve sevgi taşımak çok önemli. Yunus gibi, o, kendi örgütüne eğri odun dahi taşımamıştır." dedi. Birbirimizle değil, enflasyonun % 100 lere yaklaştığı bir ortamda % 22'yi dayatanlarla sorunumuz olduğunu söyledi. Sorunları birlikte tartışabilmek, tartışırken de kimsenin iş yapma heyecanını ve şevkini kırmayacak şekilde konuşmak gerektiğini belirtti. HİDAYET ULUKÖYLÜ (Şahin Motor, Gebze) Güdümlü demokrasiyi eleştirerek sözlerine başladı. Sosyal paketin günün şartlarına göre düzenlenmesini isteyerek, TİS sürecinde üye bilgilendirilmesinin çok seri olarak yapılmasının önemine değindi. "Hayali haberler çıkartılarak, çalışanların morali bozulmaya çalışılıyor, bunlara kanmamalıyız" dedi. Bu süreçte yönetim kurulunun çok kararlı göründüğünü belirterek, "bize düşen bu karalı tavrı, eylemlerle, etkinliklerle desteklemek ve beslemektir" dedi. ERDOĞAN ÖZDEMİR (Erka Balata, 2 Nolu Şb.) 1990 yılındaki sözleşmelerde iyi haklar alındığını, ama hemen ardından başlayan ekonomik kriz bahanesi ile işçi çıkartmaların, sendikalara güvensizlik sonucunu yarattığını söyledi. "Bu dönem, kendimizi kamuoyuna daha iyi anlatmalıyız, alanlarda basın açıklamaları, eylemler yaparak sesimizi duyurmalıyız." dedi. Her sözleşme öncesi krizlerin yaygınlaşmasının da bir tesadüf olmadığını belirterek, Doğu'da insanların öldüğüne, enflasyonu yükselten en önemli faktörün de o bölgeye harcanan paralar olduğuna dikkat çekti. ADNAN HASPEK (Mayer Wanicsh, 1 Nolu Şb.) TİS'lerde yaşanan zor dönemin sendikamız tarafından aşılacağına olan inancıyla, tüm temsilcilerin, üyeler adına mücadeleye destek vermek için salonda bulunduğunu belirtti. "Biz işverenden emeğimizin, alınterimizin karşılığını istiyoruz. Gün, dayanışma, kaynaşma, yardımlaşma, destek verme günüdür. Gün, dayatmalara karşı koyma günüdür." HAMİ BALTACI (Beksa, Kocaeli) Sendikalara güvensizliğinin nedenlerinin araştırılması gerektiğini, Konfederasyonların seçimle değil, işçilerin geçimiyle ilgilenmesi gerektiğini söyledi. 1990 öncesi ile sonrasını karşılaştırarak "bana göre Özal yok, diğer olumsuzluklar aynen devam ediyor." dedi. İşgüvencesinin ücretlerden önemli olduğunu belirterek, "Buradan tüm arkadaşlara greve hazırlık mesajı vermeliyiz" dedi. 1990 yılında eylemliklerle iyi bir ücret alındığını hatırlatarak, sıkı eylemlere hazırlanmamız gerektiğini belirtti. SEYFİ ÖZCAN(Arge, 2 Nolu Şb) Yaklaşan seçimlere dikkat çekerek,. "Sağ partilerin, 'özelleştirme yapacağız, ekonomiyi kurtarmak için işçi atacağız, eğitimi, sağlığı paralı hale getireceğiz, yani işçiden yana değiliz' demelerine rağmen, işçiden oy almalarında bir terslik yok mu?" diye sordu. TİS'lerde önümüze sürülen olumsuzların, sağ partiler kazanmaya devam ederse artacağını, önümüzdeki dönemlerde TİS'leri tartışacak sendikaların da kalmayacağını vurguladı. ÖZGEN KALKAN (Asilçelik, Bursa) "Çetelere selam, işçilere haram dedikleri yaşamı, inadına tırnaklarımızla örmeliyiz." Her TİS döneminde kriz var diyerek sermayenin gücüne güç kattığını, kriz senaryoları ile zaten kör ve topal olan vergi yasasını öldürdüklerini söyledi. TİS ile ilgili olarak, dayatılan esnek üretime karşı çıkmanın, işçi sınıfının en başta gelen görevi olduğunu söyledi. "Bu mücadeleyi sokağa taşıyalım ve bir bedel ödenecekse ödeyelim" dedi. BAYRAM KAVAK (Entil, Eskişehir) TİS sürecinde temsilci ve üyelere düşen görevin birlik, beraberlik ve dayanışmayı pekiştirmek olduğunu vurgulayarak amaç ve görüş birliği içinde olmak gerektiğini söyledi. "Bize dayatılan esneklik uygulamalarına karşı her türlü dayanışmayı sağlayıp, karşı durmak zorundayız" 3 ve 7 günlük eğitimlerin fabrikalarda yararlı sonuçlar ortaya çıkardığını da belirtti. VELİ BEYSÜLEN (Ankara Şb. Sekreteri) MESS'in davasına sınıfsal baktığına dikkat çekerek, "Öyleyse bizim de, kendi sınıfsal duruşumuzla sürece bakmamız gerekiyor." dedi. Esneklik dayatmalarının kendi işkolumuzla sınırlı olmadığını da belirterek, bütün işkollarında dayanışmanın örülmesi gerektiğini söyledi. Konfederasyon düzeyende de birliğin örülmesini istedi. HASAN ALİ AKYILDIZ (Kocaeli Şb. Bşk.) Ülkemizde düşüncenin zincire vurulduğunu, ifade edilebilenlerin de gerekli yerlere ulaşamadığını belirtti. "Biz istiyoruz ki, burada işçilerin konuştuğu herşey ülke gündemine girsin. Ama bakıyoruz, medyada işçilerle, emekçilerle ilgili hiçbir bilgi yok." dedi. Sendikamızda demokrasiye dikkat çekerek, demokratik yollarla alınan kararların tekrar tekrar gündeme getirilip tartışılmasının doğru olmayacağını belirtti. Konuşmacıların ardından, Genel başkanımız öneri ve düşünceleri değerlendiren, eleştirileri yanıtlayan bir konuşma yaptı. Açış konuşmasında olduğu gibi, örgüt dostluğu ve kardeşliğini ön plana çıkartan konuşmasında, MESS'in esneklik dayatmalarına sendikamızın sonuna kadar karşı çıkacağını vurguladı. |
Gazetemiz Kitaplar Eğitim Notları Broşürler Afişler Basın Açıklamaları
İlksöz Tarihçe Güncel 2000'lere doğru Etkinlikler Yayınlar İdari Yapı Üst Kuruluşlar
Son güncelleme tarihi 26 Ocak 1999
Birleşik Metal-İş Sendikası tarafından
hazırlanmıştır
birmet@ibm.net